2010 başından beri beklenen, gündemdeki hayati ve çoğu daha önemli bütün konuların önünde tartışılan referandum nihayet sonuçlandı. Halk %58 oranla anayasa değişikliğine evet dedi.
Artık gözler 2011 genel seçimlerine çevrildi. Öyle ki Başbakan Erdoğan bile ilk açıklamasında yeni anayasa çalışmalarını başlatacaklarını fakat bu anayasayı seçim sonrası meclise taşıyacaklarını söyledi…
Bundan 3 hafta önce yazdığım “Referandum Sonuçlarının Seçimlere Etkisi Ne Olur?” ile sıraladığım tahmin dizimde ilk birkaç öngörümün tuttuğunu gördüm.
Öncelikle açık ara Evet çıkar diye tahmin ediyordum, %60 demiştim %58 oldu. Ardından AK Parti’nin seçime doğru yeni anayasa vaadiyle seçim kampanyası yapacağını tahmin ediyordum, ki Erdoğan daha ilk açıklamasında bu mesajı vererek yine tahminlerimi boşa çıkartmadı.
Bu tür bir sonuçta CHP’nin ne olursa olsun karlı çıkacağını, bu tür bir sonucun en çok MHP’ye darbe vuracağını yazmışım. Bu da bugün itibariyle tutmuş gözüküyor.
Genel seçim sonuçları ile ilgili asıl hayati dönem ise bundan sonra başlıyor. AK Parti’nin yeni anayasa vaatlerinin boş olmadığını, halkın hayır oyu verenler dahil büyük çoğunluğunda yeni bir anayasa isteği olduğu, referandum sonuçlarıyla en büyük mesaj olarak ortaya çıktı. Dolayısıyla AK Parti bu söylemiyle genel seçimlere güçlenerek gidecektir.
Karşısında CHP’nin AK Parti ile gerçek anlamda yarışabilmesi için referandumdaki gibi bir “karşıt kampanya” benimsemesi değil, “biz de yeni anayasa hazırlayacağız” demesi gerekir. Deniz Baykal olsaydı bunun imkansız olduğunu bilirdim fakat Kemal Kılıçdaroğlu’nun daha 10 gün önce yaptığı “macun tüpten çıktı, hayır çıksa bile anayasa değişmeli” açıklaması benimle aynı fikirde olduğunu gösteriyor.
CHP’nin en büyük sorunu ise Kemal Kılıçdaroğlu’nun CHP tabanı dışında yeterince liderlik desteği ve saygısı görmemesi. Ara ara yaptığı altı boş çıkışlar, CHP örgütlerindeki tembellik ve liderin yalnız bırakıldığı görüntüsü (ki Kılıçdaroğlu’nun oy kullanamaması skandalı bunun son örneğidir) bu sorunların sürdüğünü gösteriyor.
Seçimlerin muhtemel anahtarı ise MHP olacak gibi duruyor. Daha şimdiden “MHP’nin oyları baraj altına iner mi?” tartışması başladı. Bana göre Türkiye’nin siyaseti açısında en faydalı durum, daha çok partinin etkin ve temsil kabiliyeti olmasıdır, ki MHP’nin baraj altında kalması yalnızca temsil oranlarını veya belli bir kısım seçmeni değil, Türkiye demokrasisini olumsuz yönde etkiler. Bunun için de Devlet Bahçeli ve tüm MHP’lilerin daha mantıklı, daha üretken ve çok daha sakin politikalar sunması gerekir.
Tamamen kişisel tahminlerime göre Türkiye’de bir sonraki seçim sonuçları ne olursa olsun, 2-3 seneye kalmadan yeni bir anayasa kabul edilecektir. Dolayısıyla bugünkü referandum sonuçlarından ziyade bu saydığım gelişmelerin uzun vadede çok daha önemli olacağını düşünüyorum. Referandum sonuçları “Hayır’lı” olmamış olabilir, ama muhalefete verilen mesaj dolayısıyla hayırlısının olduğu kesin.
Bir yanıt yazın