Recep Bey, Kemal Bey'i Ziyarette

Yıllardır Deniz Bey ile bir türlü bir araya gelmeyen Erdoğan, Kemal Bey’in samimi “Recep Bey” hitabından mı etkilendi, yoksa CHP’nin seçmen gazından mı bilinmez, yılların inatçı kapalı tavrını değiştirip CHP lideriyle görüştü. Yalnız CHP değil, MHP ve BDP hariç birkaç partiyle de görüşecek.

Bu görüşmenin altında bit yeniği aramadan önce (evet yerimde duramıyorum, illa kurcalamam gerek), bu görüşmenin olumlu yanlarının önünde şapka çıkartmam gerek.

Öncelikle yıllardır siyaseti resmen siz ve biz olarak ikiye bölen kitlelerin en önemli iki aktörü ilk defa bu şekilde bir araya geldi. Dolayısıyla umuyorum, bu buluşma zamanla siyasi görüşlerimizin de normalleşmesinin başlangıcı olur. En nihayetinde terör dışında da ortak çalışılabilecek konular olacağı kesin.

Bunun dışında ana muhalefet ve iktidar arasında “sataşma” üslubunun ortadan kalktığının habercisi bu buluşma.

Buluşmanın altında yatan bit yeniklerine gelirsek ise maalesef ilk anda bile gözüme çarpanları şu şekilde sıralayabilirim:

Kemal Kılıçdaroğlu belli ki siyasette yapıcı hava yaratmanın ısrarında. Somut bir öneride ısrar etmeden, adeta yalnızca niyeti iyi gösterme gayretinde. Teröre karşı sundukları devlet kaynaklı bölgesel üretim teşviki, hayvancılığın desteklenmesi ve diğer “devletçi” çözüm önerilerinin AK Parti tarafından uygulanmayacağını eminim kendileri de çok iyi biliyorlardır. Buna rağmen bile bile bu önerileri sunmak için görüşmeye gitmelerinin tek getirisi iktidarın bazı gizli bilgileri paylaşmış olmasıdır.

Erdoğan ise adeta MHP’yi eritme politikasına yöneldi. Sanırım CHP’nin Kılıçdaroğlu ile artan seçmen kitlesinin farkına vardı ki asıl hedef olarak MHP’yi gözüne kestirdi. Bundan birkaç ay önce CHP ve MHP‘yi “terörden, cenazelerden nemalanıyorlar” diye suçlayan başbakan, bugün ise CHP’yi adeta aklamış, hedefine MHP ve BDP’yi koyuyor. Bunun altında, açıklanan gerekçenin yanısıra eminim ki seçim için yapılan ince hesaplar da yatıyordur.

İki tarafın bu yaklaşımının dışında Kılıçdaroğlu’nun görüşme sonrası hemen gazetecilere ne konuştuklarını açık açık anlatması oldukça hoşuma gitti. Öte yandan Erdoğan ise kimseye birşey söylemeden kurmaylarıyla değerlendirme toplantısına girdi. O toplantıdan sonra da bir açıklama yapmadı, yarın açıklama yapacağını açıkladı. Yani kendini ağırdan satıyor.

Yarın açıklamada Erdoğan muhtemelen bu görüşmeye özel değil, her zaman yaptığı gibi kendilerinin ne kadar sorunun çözümü için çalışıyor olduğunu, muhalefetle bile görüştüklerini söyleyecek. Muhtemelen bilgilendirmeden çok reklam kokan bir konuşma ile göz boyayacak diye tahmin ediyorum. Elbette bu konuşma sırasında MHP ve BDP’ye tekrar taş atması kaçınılmaz.

Sonuç olarak yine açık bir şey yok. Somut bir sonuç yok. Görüntü var, ses yok. Bir kez daha, ne olacağını bekleyip görmekten başka çaremiz yok.

Yorumlar

“Recep Bey, Kemal Bey'i Ziyarette” için 23 yanıt

  1. Emre Cemil Ayvalı avatarı
    Emre Cemil Ayvalı

    Bir kere yazı çok iyi niyetli yazılmış. Ufuk erdoğmuş son zamanlarda yazdığı yazılar “Bu sefer CHP düzelecek bu umudu taşıyorum” mantığıyla fazla iyimser yazılmış polyannacı yazılar. Bu görüşmedede yine inatçı tarafı AK Parti ve tayyip erdoğan gösterip iyi niyetli tarafı ise kemal bey bulmuş. Ama şunu ya unuttu ya da görmezden geldi. AK Parti tüm muhalefetle her zaman görüşmek istemiştir. Aksine CHP bu konuda katı olmuştur. Kılıcdaroglu bunu kırmaya calısmıstır. Ama ben gıtmem o gelsın kendını cumhurbaskanı sanmasın gıbı bır mantalıteyle olaya yaklasmıstır. Basbakanın burda ayagına gıtmesını ıse kılıcdaroglunun oy oranına baglamk komedı. Cunku bu talep MHP anketlerde 20 CHP 23 gosterırkende defalarca geldı. Bırde bırsey atlanmıs. Recep Bey değil Sayın başbakan:) biliosun 11 dk 26 kez le bey kavramını bır kenara attı sayın kılıcdaroglu keske baslıgı oyle atsaydınız daha gercekcı olurdu:)buna degınmemenız benı sasırtı zıra oncekı recep bey yorumunu es gecmemıstınız.:)

    1. Ufuk Erdoğmuş avatarı
      Ufuk Erdoğmuş

      Kaçırdığım bir ayrıntı var sanırım, 11dk’da 26 kez ne olmuş? Kaynak var mıdır?

    2. Ufuk Erdoğmuş avatarı
      Ufuk Erdoğmuş

      Eğer basın toplantısından bahsediyorsan bu normal, keza Recep Bey yazımda meclis çatısı altında doğrusunun bu şekilde hitap etmek olduğunu düşündüğümü yazmıştım. Hala aynı fikirdeyim. Kılıçdaroğlu’nun da meclis çatısı altında Recep Bey demeyerek doğru yaptığını görmek güzel. Sanırım bundan bahsediyordun değil mi?

  2. Emre Cemil Ayvalı avatarı
    Emre Cemil Ayvalı

    Recep Bey demeyerek elbette doğru yapmıştır. Miting alanlarında Recep Bey diyerek işi sulandırmıştır. Oradada dememesi lazımdı orasıda ayrı.

  3. Kübra Sönmez avatarı
    Kübra Sönmez

    Yel kayadan ne götürür ki?? Siz Sayın Başbakan’a Recep Bey diyerek aklınızca ironi yaparken onun Başbakanlığından, otoritesinden, karakterinden ya da halkın ona olan saygı ya da sevgisinde bir şey mi eksilmiştir? Sizin gibi gençlerin daha mühim meseleler hakkında kafa yormak yerine Recep Bey ironileri yok efendim Cephede çömelerek durma polemiklerine sürekli gönderme yapmanız gerçekten üzücü. Eğer böyle magazinsel içerik taşıyan başlıklı yazılar yazacaksanız bir daha konuyu Türkiye iç politika değil Türkiye Magazin olarak etiketleyin de biz de ne okuduğumuzu bilelim.

    1. Ufuk Erdoğmuş avatarı
      Ufuk Erdoğmuş

      1. Recep Bey diye ben demiyorum, Kılıçdaroğlu diyor. Ama Kemal Bey diye ben diyorum. Bunda amacım da Kılıçdaroğlu’nun karizmasını kırmak falan değil, yazı başlığında adil olmak ve görüşmenin ne kadar boş geçtiğini vurgulamaktı. Demek ki yeterince belli edememişim fikrimi.

      2. Recep Bey diyerek Başbakanın saygınlığından bilmemnesinden bişey eksiltme amacım olmaz. Birine bir şey derken hedefi karşımdakine zarar vermek olmaz, olmamalıdır da. Bazıları bazı şeyleri illa “taraf” olmadan yazıyor, söylüyor olabilir. Biraz geniş algılanmış olmasını dilerdim.

      3.Cephede çökme polemiğinden ne bahsettim ne gönderme yaptım ne konuyu andım. Ne bu yazıda ne başka bir yazıda. Dolayısıyla ezbere saydırmadan önce biraz daha dikkatli olun lütfen. Velev ki bahsetmiş olsun herhangi birisi, çömelme olayı ben de katılmasam da bazıları için çok önemli bir gurur meselesidir, o insanların fikirlerini ne olursa olsun magazin olarak küçümsememek gerekir.

      1. Kübra Sönmez avatarı
        Kübra Sönmez

        diğer maddelere değinmeye gerek bile duymuyorum yalnız 3. ye gelince tartışılmasından hoşlanmadığım boş konulara örnek vermek ve durumu pekiştirmek için kullandım. ben de sizin o konudan bahsettiğinizi iddia etmedim zaten tekrar tekrar okuyun belki daha farklı anlarsınız.

  4. Alper K. avatarı
    Alper K.

    Akp sevdalıları bu kibirliliklerinden vazgeçmedikleri sürece, herhangi bir yerde herhangi bir akp linin özeleştiri yaptığını ya da, eleştiriye hak verdiğini görmedikçe ne olursa olsun bu partiye oy vermek aklımın ucundan geçmeyecek, referandumlarına da gözüm kapalı karşı oy vereceğim. Çünkü bence siyastte en tehlikeli davranış biçimi bu. Bir de utanmadan bazı yerlerde “biz öyle insanlar değiliz partimizin ak dediği ak kara dediği kara diye düşünmeden karşımıza sunulan alternatifleri değerlendirmeye çalışıp yeri geldi mi eleştirmeyi ya da karşı koymayı da biliyoruz” diye yalan söylersiniz.
    Partisinden istifa eden birkaç akp li milletvekili dışında özeleştiri yapanını görmedim. Örnek varsa merakla sunmanızı bekliyorum.

    1. Kübra Sönmez avatarı
      Kübra Sönmez

      Sevgili Alper K. ben söylediğim hiç bir şeyden utanmam. terbiyesizlik yapmış ya da hakaret etmişim gibi utanmadan filan filan dedi gibi laflar kullanmazsanız memnun olurum bu birincisi.
      İkincisi siz her gördüğünüz Ak partiliye ön yargıyla yaklaşırsanız hiç bir Ak partili sizi kaale alıp dert anlatmaya çalışmaz. Çünkü sizin gibi sabit görüşlülerle yeteri kadar karşılaşıyoruz.
      Üçüncüsü ben bugüne kadar hiç bir yorumumda sırf falanca partiye inat gözüm kapalı şu oyu vericem demedim ama siz çok rahatlıkla böyle bir şeyi dillendirebiliyorsunuz. Bence siyasetteki en tehlikeli davranış biçimi sizinki ancak anlayana sivri sinek saz anlamayana davul zurna az demişler; O yüzden size her hangi bir şeyi açıklamaya çalışmıcam.
      Ben haklı olduğumu düşünüyorum bu yüzden  savunduğum konu hakkında inatlaşabiliyorum ve taviz de vermiyorum. Bundan grur duyarım. Eğer siz buna kibir diyorsanız kabulümdür benim için bir sakıncası yok. O yüzden size iyi günler.
       

    2. Ufuk Erdoğmuş avatarı
      Ufuk Erdoğmuş

      Alper K.’ye:

      AK Parti sevdalıları hakkındaki “eleştiri kaldırmaz, özeleştiri yapamaz” fikrine katılmıyorum. Sonuçta her kitlenin içinde belli oranda her düşünce yapısında ve mantıkta insan olur.

      Fakat AK Parti ile doğrudan ilişkisi olan kişiler için bu genellemenin büyük oranda doğru olduğuna katılıyorum. Fakat bu “partim ne derse odur” yaklaşımının çoğunlukta olduğunu şimdiye kadar tanıştığım MHP üyelerinde de, CHP üyelerinde de, TKP üyelerinde de, BDP üyelerinde de gördüğüm için snaırım bu daha ziyade Türkiye’nin siyasete dahil olma yaklaşımıyla ilgili bir sorun.

      .

      Genel olarak kişiler bir partiye üye olsa bile kendi fikirlerini kendileri şekillendirmedikçe bugün AK Parti olur yarın öteki, kim başa gelirse onun her dediği doğru sayılır, kimse de kendi kendini sorgulamaz.

      Halbuki gelişim, önce kendini sorgulayabilmekle başlar. Ben, sen, o, hepimizin sık sık hatırlamamız gerek.

  5. Alper K. avatarı
    Alper K.

    “eleştiri kaldırmaz, özeleştiri yapamaz” ı fikir olarak söylemedim, kişisel gözlemim. Dışarda, basında, bu sitede gözlemlediğim bir durum.  Örneğin, bu sitede, bahsettiğiniz diğer partilere sempati duyduğu belli olan yazar/yorumcuların çok değişik fikirlerine/yorumlarına rastlanıyor, o yüzden yukardaki yorumumun -en azından bu platformda gördüğüm kadarıyla- haklı olduğunu düşünüyorum.
    Her kitlenin içinde her düşünce yapısında insan olur- teorik olarak böyle- ama işi gözleme döktüğümüzde yine akp’de değişik seslerin yok denecek kadar az olduğu (ben yine hiç görmediğimi tekrarlıyım) rahat görülüyor.   Ha üyeler mi böyledir sadece onu bilmiyorum, bu sitede gönderme yaptığım kişilerin üye olup olmadıkları hakkında bir bilgim  yok.
    Kübra hanım, bana her hangi bir şeyi açıklmaya çalışmanıza gerek yok.  Ak partiyle ilgili ön yargılarımdan bazıları bun lar , yargılarıma neden olan tespitlerden bazıları da yukarıdakine ek olarak bun lar dır.  Bunlar siyasi bir parti hakkında görüş sabitlemek için yeterli ve güncel bilgilerdir (benim için)
     

  6. Kübra Sönmez avatarı
    Kübra Sönmez

    sorun değil ben sadece bunun için bile seviyorum Başbakanı da Ak Partiyi de. Ona dua eden emeklileri gelir durumu düşük aileleri gördükçe sevgim daha da artıyor.
    sizin paylaştığınız haberlrden;
    1.si için taraflı bir açıdan Başbakanın hayatı özetlenmiş. belki öznel olarak İslami rejimi seven bir kimsenin sadece milleinin çıkarlarını korumak için bundan vazgeçerek milleti kalkındıracağını bir yola girmesi, geçmişinin tüm doatlarının tepkisini almak pahasına millet için yolunu yeniden çizmesi bence güzel bir davranış destekliyorum.
    2. haberdeki adam Necmettin Erbakan’ın Başbakanlığı döneminde Türkiye ye misafir olarak çağırılmış bir devlet davetlisidir ve bu kimseyle fotoğraf çekilmenin bence bir abesliği yoktur. Ki bu konu hakkınd abu sitedeki başka bir yazının altıdan uzun bir tartışma yapmıştık merak ederseniz arayıp bulabilirsiniz.
    3. üçüncü yazı kemal kılıçdaroğlunu sskyı yönettiği için övmekle ve hesap uzmanı olduğunu söylemekle başladığı için devamını okumaya bile gerek duymadım. Çünkü  Kemal Kılıçdaroğlu ssk da bahsedildiği gibi övünülecek şeyler yapmamış ssk yı tarihinde ilk defa trilyonlarca dolar borçlandırmış kişidir.
    4. Haberi paylaşmanız çok komik geldi hele ki Türkiye nin Çin de sonra en hızlı büyüyen ekonomiye sahip olduğuu haberleri patladıktan sonra.
    5. Başbakanın duygularıyla hareket ettiği malum. çiftçiye ananıda al git demogojisi yapmaya gerek yok eğer incelenirse çiftçiye verilen değer Ak parti iktidarı döneminde çiftçilerin altın çağını yaşadığını söylenmesinden anlaşılabilir.
     

    1. Kübra Sönmez avatarı
      Kübra Sönmez

      BAŞBAKANIMIZ BAKIN ÇOCUKLUĞUNU KISACA NASIL ANLATIYOR:
      Ben İlkokulu Piyale Paşa İlkokulunda okudum. Okul yıllarında okul harçlığımı temin etmek için kağıtlı şeker satardım. Hafta sonu top sahalarına gider su satardım. Yol parası vermemek için Kasımpaşa’dan Eminönü’ne gider nane, limon ve okaliptüs şekerlemeleri alıp satardım. Bunun yanında akşamdan kalma bayat simit alırdım, anneciğim onları buhara yatırırdı. O zaman simit 10 kuruştu. Ben 2,5 kuruşa tanesini alır 5 kuruşa satardım. Ayrıca okulda da kartpostal satardım. O zaman parasıyla hafada 5 TL taksitle ilk kitabımı aldım.
      bu yüzden de severim mesela Başbakanı.

    2. Alper K. avatarı
      Alper K.

      1. si –> Taraflı bir açıdan özetlenmiş dediğiniz yazı başbakanın eski bir danışmanı tarafından yazılmış. Ayrıca islami rejimi seven kimseler bu ülkenin bağımsızlığını zamanında çok büyük tehlikeye sokmuştur. Bu maddenizle aslında bu yorumu yazacak tüm enerjimi almış bulundunuz, ama üşengeçliğime rağmen cevabımı bitirmeye çalışacağım.
      2.si –> Diyecek bir şeyim yok, sizin hoşunuza gitmiş olabilir, ben kadınların çalışmasına yasak koyan, başlarına zorla çarşaf geçiren, dini, halkını yönetmek için kullanan bir davetlinin dizine dirseğini koyup dert anlatan başbakana karşıyım.
      3.sü –> O yazıda adı uyuşturucu ticaretine karışan AK parti genel başkan yardımcısını istifaya davet edilmesinden bahsediliyor.  Bu iddialardan kısa süre sonra “sağlık nedenlerinden” istifa eden Dengir Mir Mehmet Fırat’dan..
      4. Bu konuda size inanmak istiyorum, o yüzden kendi sunduğum bir sene önceki ekonominin taban yaptığını anlatan linki kafamdan çıkarıyorum. Büyüdüğümüzü duymak hoşuma gitmedi değil. Linkinizi açamadım gerçi, hevesim kursağımda kaldı.
      5. Bu linkte açılmadı, neyse, ben kendimi o çiftçinin yerine koyduğumda, başbakanı burada da haklı çıkaracak hiçbir neden üretemiyorum.
      Başbakanın çocukluğu da çok duygulandırıcı gerçekten. Yalnız çocukluğu böyle zor şartlarda geçen biri(belli ki aile den kalan bir şey de yok), hayatının büyük bölümünde siyasetçilik yaparak nasıl bu kadar zengin hala geliyor onu anlamakta güçlük çekiyorum. Yani benim bildiğim zengin olan sıfırdan gelip zengin olan işadamları tüm hayatlarını uğraştıkları işe vererek o hale ya geliyor ya gelmiyor. Yorumunuzun başında kullandığınız Ona dua eden emekliler, gelir durumu düşük aileler e bu nasıl oluyor açıklamanızı rica ediyorum.
       

      1. Kübra Sönmez avatarı
        Kübra Sönmez

        birincisi bu  cumhuriyet halkın iman gücü sayesinde savaşları kazandı ve kuruldu. o yüzden İslamiyetin bu ülkeye zarar verdiğine asla katılamam.
        sonuncusu başbakanın hayatını daha iyi araştırmanızı öneririm.  Kendisi genç yaşından beri futbolculuk ve işadamlığı ile uğraşmış İstanbul gibi bir metropole belediye başkanlığı yapmış ve bugün  Türkiye Cumhuriyetine ikinci kez başbakanlık yapmaktadır. Bence zenginliğinde bir abeslik yoktur.

        1. Ufuk Erdoğmuş avatarı
          Ufuk Erdoğmuş

          Futbolcuyken hiçbir zaman bırakın 3 büyükleri, 1.lig takımında bile oynamamıştı. Kaldı ki o dönemde futbolcular şimdiki kadar kazanmıyordu.

          Metropol belediye başkanları diğer belediye başkanlarından kat kat fazla maaş almıyor. Maaşlar standart. Her büyükşehir belediye başkanı oğluna gemicik alabilseydi haklısınız derdim.

          Kabul etmek gerek, burada bir hesap hatası var. Ama henüz kanıtlanmış bişey yok.

    3. ovgutto avatarı
      ovgutto

      1) Başbakan milli görüş ekolü ile iktidar olamayacağını anlamış ve o politikaları iktidar olabilmek adına terketmiştir. En azından söylem değiştirmiş ve daha geniş kitlelere laşmayı başarmıştır. Misal bunu çok defa teklif gelmesine rağmen Numan Kurtuluş yapmamıştır. Şu anda da söylemine küçük islami nosyonlar kullanarak bu kesimin oylarını hala rahatça alabilmektedir. Daha fazla yazmayayım…

      3) Kemal Kılıçdaroğlu’nu SSK dönemi için denetleyen ve suçsuz bulan kurumlar: cumhurbaşkanlığı denetleme kurulu, başbakanlık teftiş kurulu, çalışma bakanlığı teftiş kurulu, başbakanlık yüksek denetleme kurulu…İstanbul Büyükşehir Belediye seçimlerinden önce yürütülen bir karalama kampanyasının başarılı sonuçları olduğunu gösteriyor. Didik didik edilen hesaplarda suç unsuru yok, ama dönüp dolaşıp aynı cümleler. Dönemin Başbakanı S. Demirel’dir ve insanların erken emekli edilmesi onun sorumluluğundadır. Soruşturmalarla aklanmış bir bürokrata bu suçlamaları sürdürmek en hafif tabirle haksızlıktır. Ayrıca şunu bilin ki SSK tarzı kurumlar kar amaçlı kurumlar değildir. Kar eden ve SSk tarzı kurumları besleyen işletmelerimiz bir zamanlar olduğundan bu bir sıkıntı da değildi aslına bakarsanız. Bugün, kar eden kurumlarımız tek tek satıldığı için asıl sorun şimdi başlamıştır.

      Hepsini geçtim de 4. ve 5. maddeler külliyen çarpıtmadır. Çok küçülen ekonomi tabi ki çok büyür. Geçen sene Türkiye küçülme rekoru kırdı. Ayrıca Türkiye kendi sınıfındaki Çin, Brezilya gibi ülkelerin büyümelerinin yanına bile yaklaşamadı son yıllarda genel olarak. Biraz analitik düşündüğümüzde ekonomisi zaten yeterince büyük ülkelerin (ABD-Avrupa) büyümelerinin zaten küçük olacağını rahatça görebilirz değil mi? Bu yılın ilk 3 ayı için büyüdük ve siz sadece bu haberden heyecan duyup buraya taşımışsınız. Naifliğinize veriyorum. Çiftçinin durumu için ise çiftçilerle konuşmanızı tavsiye ederim. Ya da google’a sadece “türk çiftçisinin durumu” yazın ve sonuçlar ne kadar olumlu kendiniz gözlemleyin. Alın size hiç bu kadar iyi olmamıştı dediğiniz Türk çiftçi ve tarımının nasıl gerilediğini gösteren bir örnek:

      2005’te 21,5 milyon ton olan Buğday üretimi 2009’da 17 milyon ton’a düştü.

      2005’te 9,5 milyon ton olan Arpa üretimi 2009’da 6 milyon ton’a düştü.

      2005’te 2,3 milyon ton olan Pamuk üretimi 2009’da 2 milyon ton’un altına düştü.

      2005’te 520 bin ton kırmızı Mercimek üretimi 2009’da 111 bin ton’a düştü.

      2005’te 26 bin ton olan Susam üretimi 2009’da 20 bin ton’un altına düştü.

      Bu bilgilerin hepsini internette bulmak mümkün. Siz de zaman ayırırsanız ve değişik kaynaklara göz atmaya cesaret edebilirseniz kolaylıkla görürsünüz. Başbakan’ı sorgulamaya gerek duymadan sevdiğiniz hissini aldım yorumlardan. Aşağıda Başbakan’ın çocukluğundan dramatik bir kesit almışsınız. Yalnız otobiyografi ilk kitabın alındığı yerde kesileceğine keşke bugünlere de gelse. Ben zenginleşme karşıtı değilim ama bir başbakanın aktif siyasetteyken böylesine zenginleşmesinin dünya demokrasilerinde yeri yoktur. 60000 dolara saat takamaz bir başbakan, sonra da “bir arkadaşımın hediyesi” diyerek o işin içierisinden çıkamaz. Kişileri tartışmaya gerek yok, genel olarak bir başbakan için konuşuyorum ve bu olayda bir gariplik olduğunu sizin de onaylamanızı bekliyorum.

  7. burcak avatarı
    burcak

    Kübra Hanım Başbakanı bir hayli sevdiğiniz gayet açık…her yapılan yorumun altında ısrarla bir dokundurma aramanızın nedeni de bu sevgidir sanırım…ancak eleştiriye acık olmamanız ve fikirlerinizi farklı bir uslupla adeta “saldırır” şekilde dile getirmeniz (sadece bu yazıdaki yorumlardan bahsetmiyorum) dikkatimi çekti…sonucta herkes konu hakkında fikirlerini paylaşıyor üstelik savundukları konularda dogru ve yanlışlarıyla kabul ettikleri şeyler…eleştiriye biraz daha açık olmayı denerseniz daha hoş bir uslupla tartışılabilir diye düşünüyorum…sonuç olarak kimsenin bir fikri kesin olarak ben dogrusunu biliyorum şeklinde bir dayatması yok..görüşlerimizi paylaşıyoruz

  8. Kübra Sönmez avatarı
    Kübra Sönmez

    Bir insan hakkında iyi şeyler söylemek güzeldir. Ancak kötü şeyler söylemek çok risklidir. Birincisi bahsedilen kişi Halk tarafından iki dönem Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlığına layık görülmüşken arkadaşların saygısızca yorumlar yapmasına çok kızıyorum. Başbakana karakter olarak saygıları yoksa halkın iradesine saygıları olsun. Başbakana sürekli hakaret etmeleri. Sürekli sanki vatan hainiymiş gibi yaptığı her işi eleştirmeleri insanı daha da kızdırıyor. Ne yani burada eleştiri yazan arkadaşlar başbakana oy veren halkın &47 sinden daha mı akıllı daha mı vatanperver.
    benim üslübum sert olabilir buradaki diğer arkadaşlar gibi nefretimi süslü püslü cümlelerin içine saklayarak efendilik yapıyor gibi görünmeye bilirim ancak düşüncelerimi istediğim gibi açıkça söylemekten rahatsız olacak değilim. Yorumlarına sert cevap verdiğim arkadaşların hiç biri sizin dediğiniz gibi ılımlı ya da aa bak bu meselede haklı olabilir diye düşünen kimseler değil. Benim yorumlarımda en az karşımdakiler kadar sert. yorumlarımın garipsenmesinin sebebi kötü olduğu iddia edilen bir adamı severek savunmamdır. bundan da dert yanacak değilim.

  9. Alper K. avatarı
    Alper K.

    Yalnız arada şöyle bir fark var, başbakanın vatan hainiymiş gibi yaptığı işler eleştirilirken, çeşitli kaynaklardan bilgiler veriliyor, referanslar, rakamlar gösterilebiliyor.. Ancak sizin başbakana olan güven ve sempatinizin kaynağının duygularınızdan öte olmadığı görülüyor.

  10. Ufuk Erdoğmuş avatarı
    Ufuk Erdoğmuş

    Bence yapılan işleri eleştirmek çok doğaldır. Eleştirileri oy oranına bağlayıp haksız göstermek de çok saçma. Sonuçta oylar gider gelir, oyun sebebi kişinin iyi veya kötü olması değil, yaptığı iştir.

    Kimseye hain veya kötü demeye, dendiğini düşünmeye gerek yok. Siyaseti duygusallaştırmamalıyız genel olarak. Yapılan işleri ve fikirleri eleştirdiğimiz sürece, bu eleştirileri dinleyip konuştuğumuz sürece her şekilde ileriye gideriz.

  11. ovgutto avatarı
    ovgutto

    İktidarlar eleştirilir ve böylelikle gelişirler. Hatta bence Türkiye’de medya üzerinde baskı olduğu için eleştiri dozu gayet düşüktür. Kimsenin hakaret ettiğine en azından bu sitede ben rastlamadım. Dünya üzerinde de eleştirilemeyecek insan veya politik görüş de yoktur.

    İnsan doğru bildiğini yazabilmeli, söyleyebilmelidir karşısında nasıl bir çoğunluk olduğundan bağımsız, hatta tek başına bile. Sizin beklediginiz cok olanin az olani susturmasi. Demokrasiyi ve fikir özgürlüklerini biraz sindirmeye çalışalım. Bu dünyayı bugünlere herkes dünya düz derken, çıkıp tek başına dünya yuvarlaktır diyebilen adamlar getirdi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir