Yıllardır Deniz Bey ile bir türlü bir araya gelmeyen Erdoğan, Kemal Bey’in samimi “Recep Bey” hitabından mı etkilendi, yoksa CHP’nin seçmen gazından mı bilinmez, yılların inatçı kapalı tavrını değiştirip CHP lideriyle görüştü. Yalnız CHP değil, MHP ve BDP hariç birkaç partiyle de görüşecek.
Bu görüşmenin altında bit yeniği aramadan önce (evet yerimde duramıyorum, illa kurcalamam gerek), bu görüşmenin olumlu yanlarının önünde şapka çıkartmam gerek.
Öncelikle yıllardır siyaseti resmen siz ve biz olarak ikiye bölen kitlelerin en önemli iki aktörü ilk defa bu şekilde bir araya geldi. Dolayısıyla umuyorum, bu buluşma zamanla siyasi görüşlerimizin de normalleşmesinin başlangıcı olur. En nihayetinde terör dışında da ortak çalışılabilecek konular olacağı kesin.
Bunun dışında ana muhalefet ve iktidar arasında “sataşma” üslubunun ortadan kalktığının habercisi bu buluşma.
Buluşmanın altında yatan bit yeniklerine gelirsek ise maalesef ilk anda bile gözüme çarpanları şu şekilde sıralayabilirim:
Kemal Kılıçdaroğlu belli ki siyasette yapıcı hava yaratmanın ısrarında. Somut bir öneride ısrar etmeden, adeta yalnızca niyeti iyi gösterme gayretinde. Teröre karşı sundukları devlet kaynaklı bölgesel üretim teşviki, hayvancılığın desteklenmesi ve diğer “devletçi” çözüm önerilerinin AK Parti tarafından uygulanmayacağını eminim kendileri de çok iyi biliyorlardır. Buna rağmen bile bile bu önerileri sunmak için görüşmeye gitmelerinin tek getirisi iktidarın bazı gizli bilgileri paylaşmış olmasıdır.
Erdoğan ise adeta MHP’yi eritme politikasına yöneldi. Sanırım CHP’nin Kılıçdaroğlu ile artan seçmen kitlesinin farkına vardı ki asıl hedef olarak MHP’yi gözüne kestirdi. Bundan birkaç ay önce CHP ve MHP‘yi “terörden, cenazelerden nemalanıyorlar” diye suçlayan başbakan, bugün ise CHP’yi adeta aklamış, hedefine MHP ve BDP’yi koyuyor. Bunun altında, açıklanan gerekçenin yanısıra eminim ki seçim için yapılan ince hesaplar da yatıyordur.
İki tarafın bu yaklaşımının dışında Kılıçdaroğlu’nun görüşme sonrası hemen gazetecilere ne konuştuklarını açık açık anlatması oldukça hoşuma gitti. Öte yandan Erdoğan ise kimseye birşey söylemeden kurmaylarıyla değerlendirme toplantısına girdi. O toplantıdan sonra da bir açıklama yapmadı, yarın açıklama yapacağını açıkladı. Yani kendini ağırdan satıyor.
Yarın açıklamada Erdoğan muhtemelen bu görüşmeye özel değil, her zaman yaptığı gibi kendilerinin ne kadar sorunun çözümü için çalışıyor olduğunu, muhalefetle bile görüştüklerini söyleyecek. Muhtemelen bilgilendirmeden çok reklam kokan bir konuşma ile göz boyayacak diye tahmin ediyorum. Elbette bu konuşma sırasında MHP ve BDP’ye tekrar taş atması kaçınılmaz.
Sonuç olarak yine açık bir şey yok. Somut bir sonuç yok. Görüntü var, ses yok. Bir kez daha, ne olacağını bekleyip görmekten başka çaremiz yok.
Bir yanıt yazın