Türkiye’de bırakın eşcinsel evliliği, eşcinsellik bile henüz kabul edilebilir bir olgu değil. Fakat günümüz çağdaş dünyasının en büyük insan hakları kavgalarından birisi eşcinsel hakları üzerine veriliyor.
Henüz dünyada eşcinsel evliliğin yasal olarak kabul edildiği yalnızca 9 ülke var. 10. ülke olması beklenen Arjantin’de ise hala bu konuda karşıt eylemler, gösteriler sürüyor.
Eşcinsel evliliğin Türkiye’de uygulanmasına karşıysanız biraz tarafsız düşünün:
Bundan 70 sene önce kadınlara seçme, ardından seçilme hakkını verdiğimizde bunu yapan dünyada kaçıncı ülke olduğumuzu bir hatırlayın. 1900lü yılların başında kadınlara karşı tavrı hatırlayın. Bu devrimin bile aslında o dönem için kabul etmesi ne kadar zor olduğunu farkedin ki (benim gibi) eşcinselliğe karşı bile olsanız eşcinsel haklarının insan hakları seviyesinde yorumlanması gereken kişisel özgürlükler olduğunu görün.
Tarihteki insan hakları ile ilgili sayısız devrimin doğasını, o dönemin koşullarını inceleyin. Hep aynı tutucu karşı tepkiyi bulacaksınız.
Eşcinsellik sosyolojik midir yoksa genetik midir, doğru mudur yanlış mıdır, hastalık mıdır tercih midir, caiz midir değil midir tartışmasına girmenin hiçbir anlamı yok. Bütün bu soruların cevabı ne olursa olsun, her birey, eşit haklara sahip olmalıdır.
Evleneceğin kişiyi seçmek de temel bir haktır. Bu hak bizim ne düşündüğümüzden bağımsız olarak eşcinsellere sunulmalıdır.
Bir yanıt yazın