Zaman'ın Tirajını Meşrulaştırma Mücadelesi

Zaman gazetesi yıllardır bir tiraj ispatlama derdinde. Bunu Zaman’ı takip edenler hissetmişlerdir. Zaman gazetesi editörü Ekrem Dumanlı yıllardır en az haftada bir Zaman’ın ne kadar çok büyüdüğünden, demokrasi (?!) ve eşitlik için ne kadar hayati bir gazete olduğundan bahseder. Her gün o en gözönündeki yazının sonuna tirajlar iliştirilir. Bu tavırla Zaman, Ertuğrul Özkök’ün Hürriyet’i en büyük gösterme çabasını bile sollamıştır.

Boş teneke çın çın öter derler. Bu sözün haklılığını şu kısacık ömrümde yüzlerce defa gördüğüm için kendini övmeye çalışan adamdan da aynı sebepten şüphelenmek gerektiğine inanırım.

Bu şüphem aslında belli bir bilgi ve gözlem birikimine dayanıyor. Artık Zaman’ın Gülen Cemaati ile olan kan bağını bilmeyen kalmamıştır. Gülen Cemaatinin tüm yayın ve eğitim kurumlarındaki bu “kendini büyük gösterme” gayreti Zaman gazetesinde hat safhaya çıkıyor.

Bu noktada “tiraj” kelimesinin tanımını yapmak gerek.

Eğer tiraj, “basılıp parası alınan gazete sayısı” demekse, Zaman gerçekten iddia ettiği kadar büyük bir gazete bu açıdan. Zaten Gülen cemaati üyelerinden hepsi EN AZ 1 Zaman abonesiyken aksi beklenmemeli.

Eğer tiraj, “gazeteyi okuyan kişi sayısı” olarak yorumlanacaksa Zaman gerçekten bugünkü haberlerindeki gibi yapay tartışmalara muhtaç demektir…

Zaman gazetesini, severek ve gerçekten onu seçtiği için okuyan küçümsenmeyecek bir kitle var. Bunu kabul etmek gerek. Fakat Zaman tirajlarının kabaca sallarsam en az yarısının cemaat içi “mahalle baskısıyla” satılmış abonelikler olduğunu tahmin ediyorum.

Bu yorumlarımda daha ılımlı yazmış olmak isterdim fakat biliyorum ki o iyi niyetli masum cemaat üyeleri “hayır işi”, “derneklere bağış” veya “öğrencilere burs” niyetine bu aboneliklere girmeye yönlendirilirken, cemaat patronları onlara “daha fazla abonelik getirin” baskısı yapmaya devam ediyor. Sonuç ise bir çekirdek aileden alınan 3-4 abonelik sayesinde sağa sola dağıtılan gazeteler.

Bu şekilde parası toplanıp sonra apartman girişlerine bırakılan gazeteleri tirajdan saymak ise benim iyi niyet sınırlarımın kaldıramayacağı bir durum.

Yorumlar

“Zaman'ın Tirajını Meşrulaştırma Mücadelesi” için 6 yanıt

  1. burçak güler avatarı
    burçak güler

    Gülen cemaatinin baglı bulundugu tüm kuruluşların icraatleriyle savundukları celişmiyormu zaten…

  2. KaranlıkGüneş avatarı

    Bazen düşünüyorum ya bu adamlar gerçekten 800 bin satıp bir o kadarda okunuyorsa…

  3. Fatih Karaçelik avatarı
    Fatih Karaçelik

    Bence yazar bu tiraj konusunda hiçbir bilgiye sahip değil. Eğer zahmet edip azıcık araştırma yapsaydı ZAMAN’ın tirajının BPA isimli uluslararası tiraj denetleme kuruluşu tarafından yaklaşık 3-4 yıldır denetlendiğini bilirdi. Salt düşmanlıkla kaleme alınmış bu yazı bence. Ve bu ülkede ZAMAN, hürriyet ve Haber Türk’ten başka da tirajı denetlenen başka bir gazete yok. Siz bence ZAMAN’ın tirajını tartıştığınız kadar diğer gazetelerin tirajlarını analiz edin. Mesela Posta.. mesela yerli Pravda Cumhuriyet..

    1. Ufuk Erdoğmuş avatarı
      Ufuk Erdoğmuş

      Zaman’ın tirajının denetlenmesi konusunda zaten bir itirazım olmadı. Sonuçta “satış” rakamlarının yanlış olduğunu düşünmüyorum. Fakat burada “tiraj nedir” sorusunun cevabının bu satış rakamının anlamını değiştireceğini düşünüyorum.

      Türkiye’de ciddiye alınması gereken sayılı gazeteden birisi Zaman ve bu yüzden bu rakamların anlamını ve analizini iyi düşünmek gerek. Her gazeteyle karşılaştırmaya gerek yok. Yalnızca kendi içinde bu incelemenin yazıda bahsettiğim ayrıntılarla düşünülüp, Zaman’ın tiraj vurgusunu sorgulamak gerek. Yoksa bence tirajın hiçbir önemi yok gazetenin başarısını ölçmek konusunda.

  4. Ufuk Kahraman avatarı

    Yazar kendince tiraj üzerinden bir hesaplaşma peşinde sonuçta bu gazetenin ciddiye alınabilecek sayılı gazetelerden bir tanesi olduğunu kendisi de kabullenmek zorunda kalıyor zaten. Ekrem DUMANLI ‘ nın her haftaki köşesinde tiraj ile birlikte Türk medyasındaki çarpıklıkları değerlendiriyor güzel gelişmelerden de demokrasi adına övgüyle bahsediyor kimi zamanda yapıcı eleştirilerle kendi düşünce dünyasına göre nasıl olması gerektiğini anlatıyor. Hiç bir zaman tiraj ispatlama meşrulaştırma peşinde koştuğuna en büyük gazetenin ZAMAN olduğunu göstermeye çalıştığına yazıları takip eden herkes şahittir. Boş teneke ses yapar söylemini de ayrıca sakil buluyorum. Bireyler, topluluklar, vakıf, dernek ve cemaatler kitle iletişim araçlarını kullanmakta ve bu kanallardan propagandalar yapmakta özgürdürler sivil bir alanda söz söylemek isteyen ve bunun için gerekli birikimi, kabiliyeti olan herkes bunu yapabilir. Sanırım asıl soru şu yahu bunu benim dünya görüşümdekiler neden bu kadar başarılı ve seviyeli yapamıyorlar ? Neden bunlar yapıyor ? Bu hislerimizden sıyrıldıktan sonra birbirimize sen kimsin sorusunu yöneltmekten ziyade ne işe yarıyorsun sorusunu yöneltip hadi birlikte çalışalım diyebilmeliyiz diye düşünüyorum. Şimdi konuyu çok dağıtmadan bir cemaatle kan bağı vardır olabilir benim vergilerimle bu iş yürütülmediği sürece bir problem yok yada en azından bu konuda söz söyleme hakkım ordunun, milli eğitimin uygulamalarındaki hakkım kadar olamamalı diye inanıyorum. Zaman tiraj vurgusu yapmıyor ancak onun bu kadar çok satmasını kaldıramayan bazı çevreler bunu gölgelemek adına çamur at izi kalsın haberler yapıyorlar karalama kampanyaları düzenliyorlar ZAMAN da çıkan haberler de bu iddiaları yanıtlama ve kamuoyunu doğru şekilde bilgilendirme yönündedir.
    Bir de şu insanların zorla gazete abonesi yapılması mevzusu var Allah aşkına hangi devirde yaşıyoruz ben bu gün abone olurum baskıyla iki gün sonra aboneliğimi bir telefon etme kolaylığında iptal ettirebilirim, yani bu kadar tirajı zorlamaya bağlamak ve küçük görme çabasında olmak komik…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir