Herkesin referandumu tartıştığı son birkaç ayın ardından, 12 Eylül yaklaştıkça artık fikirler az çok şekillenmeye başladı. Fakat yine de her an her şey olabilir ve vatandaş fikrini değiştirebilir. Bu bilinmezlik ortamında son birkaç günde farkettiğim yeni tartışma gündemi ise, referandum sonuçlarının seçimlere nasıl bir yansıma yapacağı…
Bu referandum sürecinde partilerin seçim kampanyası boyutunda referandum kampanyaları yürütmeleri bizlere gösteriyor ki aslında bütün partiler bu referandumu seçime yansıtılacak bir araç olarak da görüyor. O yüzden olası sonuçları bu gözle yorumlamak istedim.
AK Parti’nin halen en yüksek oy oranına sahip olması ve tabanının referandumda eveti bütünlük halinde destekliyor olması sebebiyle, açık ara Hayır sonucu çıkmasını beklemiyorum. O yüzden önümüzde 3 seçenek var:
- Açık ara Evet çıkar (%60 üzeri evet)
- Ucu ucuna Evet çıkar (%50-60 arası evet)
- Ucu ucuna Hayır çıkar (%50-60 arası hayır)
1. Açık ara evet çıkarsa…
Önceki yazılarda ve yorumlarda belli ettiğim üzere kendi fikrim “Hayır” olsa da benim tahminim açık ara Evet çıkacaktır. Bu tahminim kendi gözlemlerime dayanıp, çok aramış olmama rağmen hiçbir güncel güvenilir anketle desteklenememiştir. Dolayısıyla olasılığı az gibi görünüyor. Velev ki anketler yanıldı ve ben haklı çıktım, o durumda da Cumhurbaşkanlığı seçimi gibi bir etkiyi aynen bekleyebiliriz sanırım. Bazı anketler gösteriyor ki AK Parti’ye rakip partilerden de Evet yönünde destek bulunuyor, fakat AK Parti’den Hayır yönünde oy neredeyse hiç çıkmayacak gibi. Evet destekçisi diğer partileri de hesaba katında, çıkacak farklı bir evet sonucunun AK Parti’nin oy oranının çok üzerinde olacağı ortada. Fakat bu sonuç AK Parti’nin başarısı olarak algılanacak, AK Parti’yi yeni anayasa vaatleriyle seçim kampanyası kurmaya ve bu dalgayla birlikte yıllardır yavaş yavaş azalan oy oranını tekrar yükseltebilmeye yönlendirecektir.
Muhalefette ise mağlubiyetin seçime de etkileri aynı oranda olacaktır. Fakat söylemini işsizlik başta olmak üzere diğer sorunlara da odaklayan CHP’nin doğru hamleler ve politikalarla az hasarla kurtaracağını tahmin ediyorum. Oy oranları son 3 seçimde artmış olan MHP’ye ise bu sonuç büyük darbe vuracaktır. Özellikle referandum sürecinde CHP’yi taklit etmekle eleştirilen Bahçeli (Hayırda Hayır vardır sloganını kullanması ve Recep Bey demesi gibi) mağlubiyette MHP’yi kendi kendine köşeye sıkıştıracak gibi duruyor.
2. Ucu ucuna Evet çıkarsa…
Evet çıkacak diyen anketlerin (bkz.1. anket, bkz. 2. anket) ayrıntılarını inceleyince de aynı şekilde Evet oylarının tümünü AK Parti’ye mal etmek saçma oluyor. Fakat Evet oranlarının %50 civarında olması demek, AK Parti’nin son genel seçimlerdeki %47 oranından çok aşağıda kalacak olması anlamına geliyor. Keza Evet sonucu bekleyen anketlerde bile AK Parti’nin bugünkü oy oranı en fazla %41 olarak gösteriliyor. Anket ortalamalarını düşünürsek bugün AK Parti’nin 35-40 aralığında olduğunu varsayıyorum. Çıkacak bir ucu ucuna Evet sonucunda AK Parti’ye yeniden tek parti iktidarı olabilmek için “yeni anayasa” vaatlerinden daha güçlü bir seçim kampanyası gerekecektir. Sanırım AK Parti de bunn farkında ki bu referandum sürecini seçimler için de bir koz olarak görüyorlar. Aksi takdirde zaten paketi topluca değil, madde madde meclise sunar, bunu bir taktik olarak kullanmazlardı.
Muhalefetin bu durumda çok kaybı olacağını düşünmüyorum. Hatta bilhassa çıkacak Hayır oranının yukarıda bahsettiğim MHP’nin hatalı hamleleri sebebiyle çoğunlukla CHP’ye mal edilecek olması CHP’yi Hayır sonucuyla bile yukarıya çekebilir. Eğer CHP Evet sonucundan da bir ders alıp seçime doğru söylem ve vaatlerini yeni anayasa ihtiyacına yönlendirebilirlerse, AK Parti kadar yükselişi olabilir.
3. Ucu ucuna Hayır çıkarsa…
Bu ihtimal AK Parti için olası en kötü ihtimal. Ağustos itibariyle “Hayır” çıkacak diyen Sonar anketine göre (ki Sonar son 10 yılın en istikrarlı araştırma kurumu), AK Parti’nin bugünkü oy oranı %37, CHP’nin %31, MHP’nin %13. Bu oranlar, “iktidar yıpranması” ve “Kılıçdaroğlu dalgası” gözönüne alındığında ve son 3 seçimin sonuçlarına sırayla bakıldığında çok da anlamsız gelmiyor:
Referandum sonucunda Hayır çıkmasıyla birlikte ise “mağlup” baskısı AK Parti’yi biraz yıpratabilir. Son dönemde tüm siyasi hareket alanını açılım ve anayasa üzerine kuran AK Parti, referandumda %50yi geçemezse, Evet oylarının da yalnızca bir kısmı kendisine ait olduğu için kuvvetli bir panik dönemine girebilir. Erdoğan’ın paniklediğinde yaptığı gafları ve sert çıkışları, Kılıçdaroğlu’nun da Baykal’a oranla Erdoğan’ın üslubuna daha yakın cevaplar veren birisi olduğunu düşününce bizi gergin aylar bekleyeceği kesin.
Hayır çıkması elbette ki en çok muhalefete yarayacaktır. Öncelikle çıkacak hayır sonucunun en büyük anlamı “AK Parti’ye karşı durma” olacağı için bir anlamda iktidarın değişmesi yönünde de bir işaret olacağı kesin. Bu durumda da yine yukarıda bahsettiğim MHP taktiği sonucu olarak bu pastadan en büyük payı CHP’nin alacağını düşünüyorum. Bütün bunlara rağmen bile CHP’nin birinci parti olabileceğini sanmıyorum, fakat AK Parti’ye yeterince yakın oy oranına çıkabilirlerse, MHP ile birlikte güçlü bir koalisyona doğru gidilir gibi duruyor.
4. Sonuç olarak…
Sonuç olarak bu referandum sonucu ne olursa olsun, partiler için hayati önem taşıyor. Bütün bu mücadele, “halk ne derse o olur” denmesine rağmen yapılan bunca yatırım, halkı etkilemek için başvurulan yöntemler, son dönemde tekrar artan çirkin söylemler hep bu seçim kaygısının sonucu.
Referandum ve seçim sonucunda halkın kararı ne çıkarsa doğrusu odur, kabul etmemiz gerek. Bu süreç ile ilgili benim veya bir başkasının kişisel tahminleri doğru veya yanlış olmuş hiç önemli değil. Yeter ki sandık öncesi dönemlerde çirkin tartışmalar ve boş sloganlar yerine mantıklı söylem ve politikalar nihayet karşımıza çıksın.
Bir yanıt yazın