1 Mayıs'a Taksim İzni Çıktı… Şimdilik…

İstanbul Valisi Muammer Güler, 1 Mayıs için bu sene Taksim’e izin vereceklerini açıkladı. Halbuki geçen sene aynı dönemlerde Başbakan sendikaları yasadışı eylem propagandası yapmakla suçluyor, valilik “Taksim uygun değil” diye bas bas bağırıyordu. Bu sene ise “kanunun öngördüğü istisna çerçevesinde” kabul edildi 1 Mayıs.

Geçen 2 seneyi çok net hatırlıyorum. Ara sokaklarda polis tarafından kovalanan, gazlanan, coplanan “yasadışı eylemci” grupları hatırlıyorum. Eylemcilerin “makul sayı” polemiğini ve polisin “orantılı güç” tartışmalarını gündeme taşıyan tavırlarını hatırlıyorum…

Bu sene ne olacak merakla bekliyorum. Sütten ağzı yanan yoğurdu üfleyerek yermiş misali; 1 Mayıs resmi tatil de olsa önceki sene olanlardan ağzım yandığı için, Taksim’de makul sayıya izin verilse de geçen sene olanlardan ağzım yandığı için, bu sene Taksim izni verilmiş olsa da 1 Mayıs’ı derin derin üfleyerek, merakla bekliyor olacağım.

Umarım bu sene 1 Mayıs bir resmi tatile yakışan şekilde, fiziksel müdahalelerden uzak, halkın özgürce kutlamalarıyla geçer.

Yorumlar

“1 Mayıs'a Taksim İzni Çıktı… Şimdilik…” için 2 yanıt

  1. Bekâm avatarı
    Bekâm

    1. İşçi sınıfının TEKEL’den sonra ülke gündeminde bir süreklileştirme tutturmuş biçimde yer alacak olmasını göze alamadığı ve 1 Mayıs’ın zorunlu olarak ardından gelecek 26 Mayıs Grevi dolayısıyla da TEKEL gündemiyle büyük oranda örtüşeceğini sezdiği için AKP bu sene germemeyi tercih etmek zorunda kaldı.
    Geçen senelerde (on yıllardır) 1 Mayıs’ı Taksim’de kutlayıp kutlamamak konusu ve yüzeyselliği haricinde işçi sınıfı odaklı gündem, belirleyiciliğini geçtim, neredeyse hiç yoktu ve 1 Mayıs’ı çatışmalara indirgemek ve Taksim’i bunun üzerinden yasaklamak (ya da tersinden fetişleştirmek) çok kolay oldu.
    Şimdi ise AKPli bakan ya da milletvekilleri neredeyse, TEKEL işçileri de orada diplerinde bitiyor, her yerde işçi protestolarıyla sarsılıyorlar. Tabii ki medyaya pek azı yansıyor.
    İşçi sınıfının biraz dişini göstermesinin karşı tarafı nasıl paniklettiğinin bir sonucu ve mücadelenin çıktısı olarak okumak gerekir Taksim kararını.
    2. AKP geçen senelerde 1 Mayıs’ı marjinalleştirerek manipule etmeye çalıştı. Bu sene de bir manipulasyonla karşı karşıyayız: 1 Mayıs kutlamalarını olabildiğince “resmi”leştirerek manipule etmek.
    1 Mayıs hâlâ işçi sınıfının elinde olan bir değer olarak duruyorken, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü çoktan içi boşaltılmış ve kadınlar günü olarak kutlanır hale gelmiştir. 8 Mart’ı Emekçi Kadınlar Günü olarak kutlamak, artık maalesef bir mücadele alanıdır.
    “Resmi Tatil” vurgusu AKP’ye aittir ve yukarıdaki yazının sonuna yakışmamaktadır.
    Sorun, günün resmi tatil olup olmaması değil, içeriğinin resmi bir biçimde belirleme hamlesidir. Birkaç sene sonra bu gerçekleştirilmeye çalışılacaktır.
    “Bu sene sendikalar ve solcular bir heveslerini alsınlar da…”

    1 Mayıs’ı “Bahar Bayramı” olarak kutlamak istemiyorsak…
    Gelecek senelerde Tayyip’in 1 Mayıs Alanı’na 77’de katledilenler için “demokrasi adına” çelenk koymasını istemiyorsak!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir