Ve nihayet beklenen oldu ve Türkiye’ye doğrudan tazminat davası açıldı. Haberdeki ayrıntılar ise ilginç… Eyalet kararı sonrası eyaletten, değişik davalar sonrası alakasız sigorta şirketlerinden tazminatlar, hayat sigortası ödemeleri vs. almayı başarmış Amerika’lı Ermeniler. Adamlar soykırım iddiasını likide çevirmişler resmen.
Bizde ise işin önemini hala kavrayamayanlar var. Ezbere “geçmişimizle yüzleşmeliyiz” diyenler olduğu gibi “savaşta soykırım olmaz!” veya “Osmanlı bizi bağlamaz!” diyenler de mevcut. Bugün yaşananları geçmişin gurur meselesinin ötesine çekemiyor, düşünemiyor, tartışamıyoruz.
Bugün yaşananları tartışırken Türkiye olarak en önem vermemiz gereken konu geçmişte olanlar değil, gelecekte yaratılmaya çalışılan haksızlıklar.
Bu yeni açılan dava da işte tam olarak bu gelecek haksızlıkların beklenen büyük işaretçisidir: Tazminat!
Nerede görülmüştür ki, haklı veya haksız, bir millet diğerine uzak geçmişe dayalı tazminat versin?
Nerede görülmüştür ki bir devlet, kendisine bağlı olsun veya olmasın başka bir eski devletin yaptıklarından mesul tutulsun?
Nerede görülmüştür ki bir zorunlu göç süreci devlet politikasıyla soykırıma yöneltme olarak adlandırılsın?
Velev ki bütün bunlar oldu, hepsinde Ermeni diasporasına bağlı tarihçiler haklı ve Türkiye öylesine rezil bir geçimişe sahip (ki öyle olmadığını aynı savaş yıllarındaki sayısız benzer örnek ispatlar), yine de bunu tartışmak Amerikan yargısına, Kaliforniya eyalet meclisine, İsveç mahkemelerine mi düşer?
Bu saydıklarım çokça dile getirilen serzenişler olsa da , bu tür haksız uluslararası işgüzarlıkların artık bir yola sokulması gerekiyor; daha fazla anlamsız davalar açılmadan, daha yeni nesiller birbirine cehaletle düşman kesimleden….
Bir yanıt yazın