Herkes Kemal Kılıçdaroğlu’nu tartışırken ufak ufak büyüyen bir “Recep Bey” furyası var.
Kemal Kılıçdaroğlu bundan aylar önce Deniz Baykal’a bu hitap şeklini önermiş, Baykal uygun bulmamış. Kemal Kılıçdaroğlu da malum o zamanki konumu gereği bunu söyleyecek şekilde (mevkidaş) olmadığı için kendisi kullanmamış. Genel başkan olur olmaz da artık birebir muhatabı Erdoğan olduğu için rahatlıkla “Recep Bey” demeyi uygun buldu sanırım.
Buna AK Parti’den şahsen beklediğimden sert tepkiler geldi. Ben Erdoğan’ın da şakayla karışık karşılık vermesini beklerken, Hüseyin Çelik “Recep Bey” ifadesine sert çıktı:
Anamuhalefet partisinin başına geçecek olan bir insan ilk adımında bu şekilde sokak jargonuyla konuşmaz.
Bu açıklama aslına bakarsanız kendi kendine şaka gibi bir açıklama. Ana muhalefet lideri rakip parti liderine Recep Bey derse sokak jargonu oluyor, ağzına yakışmıyor; Başbakan köylüye “Lan!” diyip “Ananı da al git” diyerek kovunca çok yakışıyor.
Başbakan’ın tavrı ve üslubu o kadar kibar ki, hepimiz Başbakanın kibarlığını ve seviyeli konuşma tavrını gösteren “Kasımpaşalı” lakabını kullanıyoruz!
Başbakan zaten işte bu kadar kibar bir insan olduğu için Apo’ya “Sayın Öcalan” diye hitap etmişti. Bunu bile anlamadı çoğu kimse. Ne de olsa kişi kendinden bilir işi…
Bu açıklamanın saçmalığı bir yana, bence “Recep Bey” ne kaba bir ifade ne de seviyesiz. Bunu genel başkan olmayan birisi yapmış olsaydı haddini aşmış olabilirdi fakat mevkidaşlar arasında ahlak sınırları dahilinde esprili bir yaklaşım “Recep Bey”.
Ahlak sınırını aşan örnekleri de görmedik değil. Örneğin Cem Uzan meydanlarda Erdoğan’a ismiyle bile değil, “… adam”, “kalleş!” şeklinde hitap ederdi. Asıl bunlar kabaydı. Kılıçdaroğlu, kasketi ve kravatsız gömleği gibi, “Recep Bey” hitabını meclis çatısı altında kullanmadığı sürece yanlış bir şey olamaz.
Bir yanıt yazın