Kim Uzlaşma İstiyor, Kim Numara Yapıyor?

Önceki gün Deniz Baykal’ın “gelin görüşelim, uzlaşalım” önerisini Tayyip Erdoğan “konuyu sulandırıyorlar” diyerek reddetmişti.

Basında çoğunluk bu iki haberi de yayınlarken Zaman gazetesi Baykal’ın çağrısını haber yapmadan doğrudan Erdoğan’ın cevabını yayınlamıştı. Haberde “sert cevap” yorumu yaparak, Erdoğan’ın “3 madde dediler, 11’e çıktı” yorumunu başlık yapmıştı.

Ben dahil büyük bir çoğunluk eminim Baykal’ın referandum hesapları ve belki de ufak çapta bir blöf ile bu öneriyi yaptığını düşünmüştük. Erdoğan da her zamanki gibi muhalefete muhalefet yaparak blöfü görürcesine üste çıkmıştı.

Bugün ise bu algım değişti.

Alışılagelmiş laf atışmalarından farklı olarak bugün beni şaşırtan hamle Deniz Baykal’dan geldi. Uzlaşma önerisinde ısrar eden Baykal açık açık “3 madde” vurgusuyla önerisini yineledi.

Basında çoğunluk bu yeni öneriyi manşete taşırken Zaman konuyla ilgili Baykal’ın bugünkü çağrısına da yer vermeyerek, başka bir AK Parti’linin “3 dediler, 11 oldu…” şeklinde başlayan yeni beyanını manşete taşıdı.

Uzlaşma konusunda benim şahsi fikrim referanduma gidilmeden yapılabilecek ne varsa yapılması. Bunun sebepleri bol. Aklıma gelen ilk 3’ü şunlar:

  1. En basidinden referandum masraflı bir iş…
  2. Referandum içeriği ne kadar özele indirilmiş olursa sonuç o kadar demokratik ve meşru olacaktır.
  3. Eğer yasama yetkilisi olarak meclis sıkıldıkça halka 20 maddelik paket sunacaksa onları neden seçiyoruz? İşleri ne?

Bu durumda Baykal’ın uzlaşma çağrısını başta şüpheyle karşılamış olsam da, “3 madde” vurgusuyla teklifini yenilemesi ne olursa olsun desteği hak ediyor.

Erdoğan’ın ilk cevabındaki tereddütünü de haklı görüyorum. Ne de olsa Baykal ile uzlaşma girişimlerinde “sütten ağzı yanma” durumu var… Ancak bu yeni öneri ve ısrarlı uzlaşma çağrılarını umuyorum olumlu karşılarlar ve referandum ve anayasa değişikliğini yalnızca seçim yatırımı olarak planlamadıklarını ispatlarlar.

Zaman gazetesi ise benim en dikkatimi çeken nokta. Adeta böyle bir uzlaşmayı istemiyormuşçasına kamuoyunu yönlendirmeye çalışır gibi. Bu da bana uzlaşmaya karşı oldukları hissini iyiden iyiye veriyor.

Görünüş o ki, Baykal nadir olumlu ve akıllı önerilerinden birisini yaptı. Bu ısrarlı uzlaşma çağrısı herkesin bu konuda aslında neyi amaçladığını ortaya çıkaracaktır.

Yorumlar

“Kim Uzlaşma İstiyor, Kim Numara Yapıyor?” için 3 yanıt

  1. oğuz öztürk avatarı
    oğuz öztürk

    ben kendime şunu soruyorum.
    acaba deniz baykal partisinin değerlerini biraz olsun düşünen, muhalefet yapmaya çalışan, iktidarı eleştirip yanlışlarını engellemeye çalışan, iktidarın yanlışlarını halka anlatarak bi sonraki seçimde iktidar olma hayali olan bi parti başkanı mı?
    yoksa AKP’nin iktidarda olmasından gayet memnun, AKP’nin dediklerine sadece “hayır dediğiniz yanlış” deyip içinde Atatürk ve laiklik barındıran cevaplar veren, bu verdiği cevaplarla malesef bu iki önemli değerin anlam olarak içinin boşalmasına ve olur olmadık her yerde tartışılmasına sebep olan, ülkede en az AKP kadar ikilik yaratmaya çalışan, bu yarattığı ikilik sayesinde kılını bile kıpırdatmadan, hiç çalışmaya ihtiyaç duymadan AKP karşıtlarının bir kısmının oyunu alarak ana muhalefet olmayı kolaylıkla başaran, aslında Atatürk ve laikliği Tayyip Erdoğan kadar bile umursamayan bir parti lideri mi?
    Madem kendime sordum, kendim bi cevap vereyim. Bence ikinci paragraf.
    Eğer cevabım doğruysa bi gün uzlaşayım der, ertesi gün baktı oyları düşüyo uzlaşmaktan vazgeçer, bakar ki herkes tepki gösteriyo uzlaşmacı değil diye, bu sefer uzlaşmaya kalkar.
    bi amacı var mı, hedefi var mı?
    yine kendim cevap vereyim. bence yok.

  2. Nesli avatarı
    Nesli

    Yoruma aynen katılıyorum. Ne şişi ne kebabı yakmama derdinde olan Sayın Baykal, zaten “12 Eylül cuntasına, kadınlara ve çocuklara yönelik maddelerle jelatine sarılmış” bu anayasa değişikliği pakedini tümden reddedemez. Ee Akparti de bu ambalajı içi boş kabul edilsin diye öne sürmediğine göre bence uzlaşmaya benzer herhangi birşey yok ufukta. Sayın Baykal’ın oynadığı muhalefetçilik oyununun bir parçası. İsteyenin bir yüzü vermeyeni iki hesapları…

  3. ovgutto avatarı
    ovgutto

    Genel konuşmuyorum ama bu olay itibari ile ben de yazara katılıyorum. Sezar’ın hakkı Sezar’a…Uzlaşma için daha nasıl bir adım atabilir ki muhalefet? Ki hatırladığım kadarıyla o 3 konu diğerlerinden ayrıldıktan sonra yine referandum hakkı saklı kalıyordu. Bence tansiyonun bir nebze olsun düşmesi için iyi fırsattı. Burada herkes Baykal’ı eleştirirken, iktidardan gelen: “sulandırmayın” tavrının esamesinin bile okunmaması beni şaşırttı açıkçası…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir