3 haftadır ev arıyoruz. Ev yok değil, ama az. Talep de çok değil ama sanki kafa kafaya. Bir rivayete göre evlerin değeri düşmesin diye yeni apartman diktirmiyorlarmış her yere. Nüfus ile o kasabadaki evlerin miktarı böylece örtüşüyor, boş bina kalabalığı olmuyor, ev sahiplerinin de evinin değeri düşmüyor. Zaten galiba tüm yasalar Amerika’daki gibi ev sahibini koruma üzerineymiş. Burada da herşey mal ve para sahiplerini korumaya yönelik gelişmiş. Liberalizmin gözünü seveyim. Ama o konuya ayrıca gireriz.
Diyelim bir ev beğendik, gidip görmek istiyoruz. Ev sahibindense arıyıp randevu alıyoruz. Yok emlakçıdansa emlakçıyı arayıp ya randevu alıyoruz ya da evle ilgilenen aracı kişinin telefonunu alıyoruz. Sonra varsa bu aracı kişiyi arayıp ondan randevu alıyoruz. Hani randevu almayı anladık da, emlakçıların telefonlara sabah 9-11, öğleden sonra 14-16 arasında bakması, onun dışında ararsanız telefonu açmaması nedir anlamış değilim. Bizdeki emlakçı profiline çok uzak.
Diyelim saatini tutturdunuz, adamınızı buldunuz, randevunuzu aldınız. Sonra nihayet evi görmeye gidiyorsunuz. Evlerin fiyatı katiyen ucuz olmuyor ama diyelim ki ev çok güzel. Öyle güzel ki, “bu kadar para veriyoruz ama bari en azından güzel bi evde oturabiliriz” dediniz. O zaman “hemen tutuyorum” diyemiyorsunuz. Öncelikle zaten evin tutulma tarihleri var. Boş eve bile yarın geliyorum dedirtmiyorlar. İlla en yakın aybaşı olacakmış. Bu iyi ihtimal, genellikle 2 ay sonrasının ay başını söylüyorlar. Temmuz’dayız, az önce aradığım bir ev örneğin 2013 Şubat’ta boşalacakmış.
Neyse, diyelim evi çok beğendik. “Parası neyse veririz kardeşim” dedik. Söylenen tarihte çıkmaya da hazırız. Bu da yetmiyor, bir başvuru formu dolduruyoruz. Evi tutmak için resmen form dolduruyoruz, adımız sanımız, mesleğimiz, kızlık soyadımız (şaka değil, gerçekten bunu soruyorlar), son 3 maaş bordromuz, önceki evimizden ayrılma sebebimiz ve hatta belediyeden onaylı “borçsuzluk belgesi” gibi binbir bilgi ve belgeyi paylaşıyoruz. Buna başvuru dosyası hazırlamak diyorlar.
“Herşey çok güzel, başvuru dosyamızı da verdik. Artık ev bizim!” derseniz babayı alırsınız. Çünkü sonra bu şekilde dosya verenler içerisinden ev sahibi birisini seçiyor. Resmen işe alır gibi kiracı alıyorlar. Misal biz bir yerden reddedildik bile.
Bu adımdan öteye henüz geçemedik. Sonrasında taşınma sigortası gibi bir şey yapılacak onu biliyoruz. Onun dışında karşımıza daha neler çıkacak göreceğiz.
Yemişim böyle düzeni, böyle sistematikliği.
Bir yanıt yazın